pamuq-skher
Mesaj Sayısı : 197 Kayıt tarihi : 10/01/09 Yaş : 31 Nerden : ..aRastıRıLıyo0R...
| Konu: Ceza Röportaj Paz Ocak 11, 2009 3:41 pm | |
| Rap Cahili Anneyle Rap Hayranı Oğlunun "Ceza" Röpo
Rap Cahili Anneyle Rap Hayranı Oğlunun "Ceza" Röportajı 14 yaşındaki oğlum Deniz’i önce "Sesini kıs" diye uyarıyordum, bir yandan "Ne anlıyor bu müzikten!" diye söylenirken. Sonra "Odanda dinle" şartı getirdim. Kapısını da kapattırarak. Yaparım tabii, aramızda 30 yıl var, annem de bana hep "Bağırtma şu kadınları" diye kızardı. Ancak, ben anneme operayı sevdiremedin ama Deniz, sabırla uyguladığı stratejisi sayesinde benim bu "şeye" dikkatimi çekmeyi başardı.
Uzun bir otomobil seyahatinde, kendimi ilgiyle Ceza dinlerken, hatta yaşıtım bir iki arkadaşıma dinletirken buldum. Hızlı konuşmaktan ibaret sandığım şeyin aslında bir müzik oluşturduğunu, konuşmaktan güzel melodiler doğabildiğini oldukça geç ve biraz da utanarak farkettim. Üstelik akıllıca şeyler söylüyordu bu çocuk. Öyle abuk sabuk kelimelerin arka arkaya getirilmesinden ibaret değildi sözleri. Aralarda anlamadığım çok ifade oluyordu yine de ama Deniz de anlamıyordu onları. Her zamanki gibi, sözlüğe ya da internete bakmak yerine, bana soruyordu. Sonuçta Deniz’in Ceza’yı anlama çabasıyla sorduğu sorular o kadar çoğaldı ki, "Bak yeni albümü de çıkıyormuş. Gel gidelim, röportajı sen yap" dedim bir gün. Yeşil gözleri kocaman açıldı. O kadar inanılmaz bir şeydi ki bu onun için, koltuktan düşüyordu. Geçtiğimiz hafta, stüdyoda Ceza adıyla tanınan Bilgin Özçalkan’ın elini sıkarken de bayılacak zannettim. Ama bayılmadı, sorularını biraz heyecanlanarak da olsa sordu. Özetle, bu sayfada okuyacağınız röportajda, ben bu konuda cahil, biraz da ukala anne rolündeyim. Röportajı Hürriyet için oğlum Deniz Karahalı yaptı.
Rap dinlemeyen insanlar bile gelip beni tebrik ediyor, demişsiniz bir yerde. Onlardan biri olarak buradayım.
- Çok teşekkürler. Bizim de yıllardır anlatmak istediğimiz şey bu. Son zamanlarda Anadolu’da müziğin tarihini araştırıyorum. Anadolu’ya saz girmeden önce bin yıl boyunca, aşıklar doğaçlama bir şekilde konuşarak atışırlarmış. Boyunlarına taktıkları zil gibi şeylerle ritim yaparlarmış. Belli ölçülerde söylerlermiş. Bunun adı Şakkiye imiş.
Rap yeni ve dış mihraklı bir müzik değil, o zamanda da vardı diyorsunuz.
- Aynen. Bunu yapan insanlar o zaman deli olarak görülüp taşlanıyorlarmış. İnsanlar rap müzik için hep Amerikan müziği, Amerikan emperyalizmi, özentilik falan diyor. Ama biz bu müziği Türkçe yapıyoruz. Zaten türkü ve Türk Sanat Müziği dışındaki tüm müzikler bize batıdan veya başka bir kültürden gelmiş. Anadolu’ya saz girince de bu sefer, bunun içinde şeytan var demişler. Dertli’nin "Şeytan bunun neresinde" türküsü o yüzden yazılmış. Rock için de söylediler, şimdi rap için söylüyorlar.
KİMİ CEZALANDIRIYORSUN
DENİZ - Adını neden Ceza koydun? Eskiden katıldığın hip hop yarışmalarında çok başarılıymışsın, "cezamız geldi" diyorlarmış, ondan mı? Yoksa yaptığın müzikle herkesi cezalandırdığın için mi?
- İkisi de doğru aslında. Ayrıca Ceza hem yurtiçinde, hem yurtdışında çok rahat telaffuz edilen bir kelime.
Cezalandırmaktan kasıt ne, nasıl cezalandırılıyor insanlar bu müzikle?
- Bunun içinde mecaziyet var. Yaptığınız müzikle, anlattıklarınızla, eleştirilerinizle insanlara ceza vermiş oluyorsunuz. Bu bir metafor tabii. Somut bir cezalandırma değil.
DENİZ - Nefret var bir de. İlk grup.
- 1998’de kurduk Nefret’i. Etrafta hiç rap yoktu. Bütün şarkılar aşktan bahseden duygusal şarkılardı. Dünyada sanki sadece aşk, sevgi yok. Her gün yaşadığımız duygulara bakarsanız, içinde nefret de var. Dünyayla ilgili olanlar, sosyal problemler, bir sürü şey var.
DENİZ - Şarkılarında Üsküdar, Karacaahmet çok geçiyor. Neden?
- Üsküdar doğduğum yer. Babamın da doğduğu, ailemin yaşadığı yer. Her şeyi orada yaşadım. Bu yüzden çok değerli benim için. İkincisi çok kültürlü bir mahalleydi benim büyüdüğüm. Yahudi, Ermeni, Rum komşularla, onların çocuklarıyla geçti hayatım. Kilise vardı, cami, havra bir aradaydı. Şarkılarımda da hep çokkültürlülüğü anlatmaya çalışıyorum, insanları ayırmamak gerektiğini söylüyorum.
Hep bir itirazınız var, nelere en çok?
- Haksızlıklara en başta. Önyargılara. Savaşa, soykırıma, toplumu bölmeye, insanları ayırmaya. Ama bunların dışında, yeni albümde eğlenceli şeyler de var.
Kim kızıyor en çok dobra bir şekilde, kızgınlıkla, bazen küfürle yapılan bu itirazlara?
- Yarası olanlar gocunuyor. Ben durup dururken kimseye saldırmadım. Bir iki olay olmuştur belki. Ama çok kavga oldu hayatımda. Okul yılları kötüydü, ödevler dayatmaydı, daha ilkokulda dayak yemeye başladık. Sonra kıyafetimizden, küpemizden, söylediğimiz şarkılardan dolayı dayak yedik. Küfüre gelince, Neyzen Tevfik, küfür dilin cilasıdır, demiş. Tabii kimsenin namusuna aşırı hakaret etmedikçe. Yerinde kullanınca iyi bir şey küfür.
DENİZ - Her darbede bir arbede başlatılıyor işte, diyorsun. Sen solcu musun?
- Demokratım ben. Solcu sağcı diye insanları sınıflandırmayı sevmiyorum. Orada bahsettiğim farklı bir şey. Politikacıları anlatan bir şarkıydı o. Seçim dönemiydi.
Gerçekten o kadar hızlı "icra ediyor" musunuz o şarkıları, yoksa teknik yardım var mı? Hızlandırma filan.
- Yok. Kesinlikle teknik bir olay yok, tamamen doğal. Çok çalıştım. Sesli kitap okumakla başladım, rap yapar gibi. Giderek daha anlaşılır oluyor. Son albüm en anlaşılır olan oldu.
DENİZ - Gençlere ne önerirsin, nasıl çalışalım?
- Önce çok okumak lazım. Çünkü bu düşünceye dayalı bir müzik. Okul bana fazla bir şey sevdirmedi ama, gençlerin okuması lazım. Ansiklopedi, sözlük, kitap. Sağlam adımlar atmak lazım. Bir de insanlara sataşmaktan çok eleştirmeleri, kıskançlıktan, çekememezlikten uzak kalıcı işler yapmaları gerekiyor. MP3’lerini internete koyup birbirlerine küfür ederek olmaz. Emek hırsızlığıyla da olmaz.
Normal hayatta kullandığınız kelimeler değildir herhalde. Sözleri yazarken, sözlük yardımı alıyor olmalısınız.
- En çok baktığım kaynak sözlük. Özel kelimeleri kullanmayı seviyorum. Bu işin öztürkçeyle yapılması çok zor yani.
DENİZ - Söylüyorsun bir şarkıda, bana yazdıklarımın anlamını sormayın, yazdıklarım benim zaten anlamım, diyorsun da metafiziksel ihtilal ne demek?
- Her şeyin tersine dönmesi bir anda, birbirine karışması. Allak bullak olup, hiçbir şeyin yolunda gitmemesi. Metafizik dendiğinde bütün dünyayı ilgilendiren bir şey, bunun içinde de mecaziyet var.
HERKES RAP TAKILIYOR
DENİZ - Ben çıktığın ilk günlerde, Eminem filan dinliyordum. Sen çıktın, seni dinledim. Sonra herkes rap yapmaya başladı. Şimdiyse pop şarkıcıları rap tarzı klipler yapıyor. Herkes rap takılıyor.
- Bakıyorlar Avrupa’daki örneklere, müzik kanallarına. Dünyada şimdi bunlar tutuyor, biz de bunlarla Türkiye’deki insanları rahatça kandırabiliriz, diyorlar. Arabesk söyleyeyim, ama Brezilyalı kızlar olsun. Hareketli şarkı yapayım rap gibi danslar olsun, diyorlar. Dış görünüşe bakmamak lazım.
Ama bir yandan da rap’in popülerleşmesi anlamına gelmiyor mu bu?
- Evet bir anlamda öyle. Demek ki insanları etkileyebiliyoruz. Ama gerçek değil. İnsanlar aradaki farkı görebilmeli. Onun rap’iyle benimkini bir araya, aynı kefeye koymamalı.
DENİZ - Nargilenin dumanına benzer hayallerim, sadece beni zehirler ve uçup gider, diyorsun. Hayallerin o kadar olanaksız mı?
- Yeni albümde de var mesela, hayallerim planlarımdan daha güzel. Küçükken hayallerimiz vardır, ailem olsun, arkadaşlarım olsun, yapacağım şeylerle ilgili benim de hayallerim vardı. Ama birçoğu olmadı, hayatın düşündüğümüz gibi olmadığını gördük. Hayat zarar veriyor insana. Hayalkırıklığı var.
Umut?
- O da var, inşallah her şey güzel olacak.
Ama biraz da megalomani var.
- Sadece müziğimle ilgili. Onun dışında değilim.
DENİZ - Evet bir şarkı sözü var; Siz mikroorganizmalar ben Nemrut Dağ.
- O benle uğraşanlar içindi.
ELEKTRİK İDARESİNDE ÇALIŞIRKEN RAPSTAR OLDU
1977 doğumlu Ceza, Haydarpaşa Meslek Lisesi’nin elektrik bölümünü zor bitirmiş. Öğretmenleri çok akıllı ama tembel olduğunu söylermiş hep. Aktaş Elektrik’te elektrik teknisyeni olarak çalışır, sayaçları kontrol eder, açar kaparken, bir yandan da rap yapar, hip hop yarışmalarında milletin başının cezası olurmuş. Yavaş yavaş tanınması, 1998’de Dr. Fuchs lakaplı arkadaşıyla kurduğu Nefret grubuyla başlıyor. Kendi çabalarıyla yaptıkları şarkıları "Yeraltı Operasyonu" adlı albüme sokmayı başaran ikili, daha sonra Hammer Müzik’ten kendi albümlerini çıkarıyor: "Meclis-i Ala İstanbul" ve "Anahtar." Sonra yolları ayrılıyor, Ceza kendi albümlerini çıkarmaya başlıyor.
Medcezir ve Rapstar’dan sonra üçüncü solo albümü olan Yerli Plaka 29 Ağustos’ta piyasaya çıkıyor. Daha önce Candan Erçetin, Mercan Dede ve Burcu Güneş’le düet yapan Ceza’nın bu albümdeki sürprizi Sezen Aksu’yla düet. Şarkının adı, "Gelsin hayat bildiği gibi." Bir gece yazdığını, bitirdiğinde çok duygulandığını ve aklına sadece Sezen Aksu’nun geldiğini anlatıyor. O da sağolsun, kırmamış, birlikte stüdyoya girmiş. Tüm şarkıların çok duygu yüklü olduğunu söylüyor, ancak dinleyicilerin "Ne benim" adlı parçaya dikkat etmelerini belirtiyor. Dünyada Tech N9ne, Samy Deluxe ve Afrob’un konuk olduğu parçaların ses getireceğini ekliyor. Albüme adını veren "Yerli Plaka" adlı parçaya çekilen klibin senaryosunu kendi yazmış. Klibin yönetmeni, Thomas Garber.
Rap’e en çok yakışan eleştirel olan
Kötü çocuklar mı bu rap’çiler?
- Öyle diyemeyiz. Bütün ressamlar kötü müdür, gibi bir soru olur. Bu müziği daha faşist yapanlar var, sadece kızlardan paradan bahsedenler var, gangster tarzı yapanlar var, politik yapanlar var.
Siz hangisine yakınsınız?
- Ben daha hümanist bir insanım. Barışçı, daha gerçekçi şeyler anlatmaya çalışıyorum.
Hangisi ağırlıkta dünyada?
- Dünyada daha çok kızlar, para gibi şeylerden bahsedenler ağırlıkta. Gangster olayları popüler. Politik olan dünyanın her yerinde var ama çok ön plana çıkarmıyorlar.
Sizce hangisi daha çok yakışıyor rap’e?
- Galiba ciddi, politik, eleştirel olanı daha çok yakışıyor. Ama bu sonuçta zevk meselesi. Ben de eğlenceli şarkılar yapıyorum. O anda öyle hissedersiniz, yaparsınız. İnsanlar rap dinlerken eğlenmek de isteyebilir, çok doğal. Ama bütün tarzı öyle olan insanlar var. Fazla şeyini çıkarmamak lazım.
Kaç yaşına kadar yapılabilir bu müzik, bir yaş sınırı var mı?
- Bir yaş sınırı yok bence. O enerjiyi hissettikçe yapmak lazım. 500 konser verdim, hálá her çıkışta heyecanlanıyorum. Bu sürdükçe ben de sürdürmek niyetindeyim. Büyümek istemiyorum.
TRT’NİN ARABESKİ YASAKLAMASI GİBİ.
Powerturk gibi herkesin seyrettiği kanallarda yayınlanmıyor şarkılarımız. Bu bizzat Cem Hakko’nun sözü; Türkçe rap yayınlanmaz. Biz de gençlere bize destek vermeyenlere destek vermemelerini söylüyoruz. Oysa ki Türkiye’de çok iyi gruplar var rap, punk, hatta en iyileri yeraltında. Herkesin seyrettiği kanallarda bu gençlere destek verilmesi lazım. Ama şimdi MTV Türkiye başlıyor, Dream TV’de, programlarda yayınlanıyordu zaten. Yine de yapılan şey iyiyse mutlaka hedefine ulaşıyor.
Emel ARMUTÇU // Hürriyet Gazetesi // 27.08.2006
| |
|
pamuq-skher
Mesaj Sayısı : 197 Kayıt tarihi : 10/01/09 Yaş : 31 Nerden : ..aRastıRıLıyo0R...
| Konu: Geri: Ceza Röportaj Paz Ocak 11, 2009 3:41 pm | |
| Ceza Akşam Gazetesi Röportajı
Evin ve Rap'in Delisi (Akşam Gazetesi)
Ritmic American Poetry, yani rap'in geçmişi 1970'lerdeki Amerika varoşlarına dayanıyor. İsmi anıldığında, hızlı söylenen uyaklı dizeler, çuval gibi pantolonlar, ilginç şapkalar ve kolyeler, kapüşonlu sweat-shirt'leri akla getiren rap'in bizim topraklarda yeşermesi 90'ların ortasına uzanıyor. Gurbetçi grup Cartel'in yine yine grupla aynı ismi taşıyan albümünün ne kadar ilgi gördüğünü müziği takip edenler hatırlayacaktır. Cartel'den sonra Türkiye'de rap müzikteki en önemli atılım toplama "Yeraltı Operasyonu" albümü ile anılır. Rap müzikle uğraşanlar bu albüm sayesinde isimlerini daha rahat duyurabilme olanağı bulurken dinleyici de pek alışık olmadığı bu türün yerli versiyonuyla tanışmıştı. Şu anda ise rap Türkiye'de de gayet popüler. Bunda kuşkusuz Ceza'nın payı çok büyük. Gerçek adı Bilgin Özçalkan olan Ceza, Türkiye'de rap denince insanların ağzından çıkan ilk isimlerden biri. Sanatçının şu ana kadar yer aldığı toplama albümler, katıldığı projeleri saymaya kalksak yerimiz yetmeyeceği için 3 solo albümü olduğunu söylemekle yetiniyoruz. Ama en son MTV Türkiye'nin yaptığı oylama sonucu "En İyi Türk Sanatçı" seçildiğini hatırlatalım. Kendisiyle yaptığımız söyleşinin sebebi Ceza'nın kariyerinin 10. yılı olması ve internet üzerinden yayınladığı "Evin Delisi" albümü.
Elektrik tesisatçılığıyla uğraştığınız zamanların, şu anda yaptığınız müziğe ne gibi bir etkisi oldu?
Sosyal hayattan, yaşamdan bahseden bir müzikyapıyorum. Bir şeyler yaşamazsanız aynı şeyi insanlarla paylaşmak da zor oluyor. 7 sene, haftanın 6 günü elektrik tesisatçılığı yaptım. Dışarıdaki hayatın nasıl olduğu, bazı düzenlerin nasıl işlediğini öğrendim. Babam devlet memuruydu. 12 yıl gecekonduda yaşadık. Sürekli böyle şeyler görmek ve yaptığım müziğin sokağa yakın olması insanlarla çok şey paylaşmamı sağladı.
Bu kadar popüler olmak istiyor muydunuz? Amacım popüler olmak değil kesinlikle. Yaptığım müziği daha çok insana ulaştırmak istiyorum. Sadece Türkiye'yle sınırlı değil. Yurtdışından da insanlara ulaşmak istiyorum. Durum böyle olunca daha fazla insan tarafından tanınıyorsunuz ve popülerleşmeniz kaçınılmaz oluyor. Ama tanınmakla popüler olmak bence farklı şeyler. Nasıl popülerleştiğiniz önemli. Çıkıp bir şarkıyla ya da magazinsel olaylarla gündemde kalıyorlar. Ben ise sadece müziğimle tanınmak istiyorum.
Rap, Cartel'le Türkiye'de dinlenir oldu. Sonra "Yeraltı Operasyonu" önemli bir rol oynadı. Size göre Türkiye'de rap müziği mihenk taşı nedir?
Çok farklı dönemler oldu aslında. Dediğin gibi "Yeraltı Operasyonu" önemli bir rol oynadı. Nefret biraz daha farklı bir hava getirdi. Sanki insanların uzun zamandır beklediği bir şey gibiydi. Sonra benim ilk solo albümüm "Meclis-i Ala" ile insanalrın rape bakışı biraz daha değişti. Konserlerimizde farklı tiplerde izleyici görmeye başladık. Ama yapılan her albümün iyi-kötü bir katkısı olmuştur bu müziğe.
KENDİMİ KOYACAK BİR YER BULAMIYORUM
Bu yıl müzik kariyerinizin 10. yılı. Kendinizi nerede görüyorsunuz?
Açıkçası bir yer belirleyemiyorum kendime. Yetersiz tarafları olsa da çok güzel işler yaptığıma inanıyorum. Geride bıraktığımız bir sürü şey var. Ama önemli olan insanların beni nerede gördükleri. Kendimi koyacak bir yer bulamıyorum açıkçası.
Yetersiz gördüğünüz taraflarla neyi kastediyorsunuz? Örneğin Avrupa'ya giiyorum; oradakilerin fırsatlarını görüyorum. Gerçekten ölçülemeyecek farklar var aramızda. Aynı imkanlara sahip olsaydık her şey daha farklı olurdu. Yani çok acı çektik gibi anlatmak istemiyorum ama gerçekten büyük engellerle karşılaştık. İnsanların önyargıları vardı bu müziğe karşı. Sonuçta Erkin Koray, Cem Karaca gibi isimler de Türkiye'de rock müziği yaymaya çalışırken büyük zorluklarla karşılaştı. Ama kendi bildikleri yoldan hiç şaşmadılar.
Peki, rap dinleyicisini nasıl buluyorsunuz?
Giderek artan bir hayran kitlesi var. Üniversitelerde söyleşilere katılıyoruz, sohbet ediyoruz. Yüzde 90 pozitif tepkiler geliyor. Geriye kalanlar da yanlış tanıdıklarını öğrendiler. Konserlere her yaştan dinleyici geliyor. Orada bir şeyler paylaşmak için bulunduklarını biliyorlar.
Rock'çılarla düzeldi mi aranız? Benim hiç bozulmadı ki onlarla aram. Eskiden beri Türkiye'nin en sağlam gruplarıyla arkadaşım. Rock'n Coke'ta bir grup vardı bana orta parmak yapan.Sonuçta alternatif müzik yapmayı seçtiysek Türkiye'de bunun nedenleri, arayışları aynıdır.
Niye sataşıyorlar size?
Bilmiyorum o onalrın ahlaklarıyla ilgili. O kadar herhalde ahlakları. Duygusal bir insanım. Kolay sinirlenip kolay üzülüyorum.
Sinirlisiniz biraz ama. Evet, snirliyim abi. Üsküdar gibi bir yerde doğup büyüdük. Bu müzik dizginledi bizi. Sert sözler yazmak da bunun sebebi. İnsanlar kızıp yumruk atmasın diye bunları yapıyoruz.
MOR ve ÖTESİ EUROVISION İÇİN İYİ SEÇİM
Albümü neden internetten yayınlama yoluna gittiniz?
Aslında ilk başta bu albümü kimsesiz çocuklar yararına yayınlayacaktık; gelir oraya bağışlanacaktı. Sonra 5 şarkı satmaz, biz bunu şu fiyattan satalım demeye başladı şirketler. Ben de hiç o işlere girmedim. Dinleyicilerime naçizane bir 10. yıl hediyesi olmasını istedim. Ara ara devam edebilirim bunlara.
Kardeşiniz Ayben'i nasıl buluyorsunuz?
Süper! O da yeni albümüne hazırlanıyor. Yakında çıkacak. Çok değişik enstrümanlar kullanıldı parçalarda. Birçok isim de var. Sürpriz olacak.
Eurovision'a Mor ve Ötesi katılıyor. Ne düşünüyorsunuz?
Başarılar diliyorum. Bizi de en iyi şekilde temsil edeceklerini düşünüyorum.
Şaşırmadınız mı hiç duyduğunuzda?
Açıkçası şaşırdım. Bana sorsalar kabul edeceklerini düşünmezdim. Ama bu da onların fikri. Sonuna kadar da destekliyorum kendilerini.
Röportaj : Burak Soyer / Akşam Gazetesi 2007 | |
|